Ebeveynler de birer insandır. Günümüzde ebeveynlerin hataları, yapmaları ve yapmamaları gerekenler, suçlamalar; mükemmel ebeveynliği vurgulamakta. Ancak mükemmel olmak ebeveyn için de, çocuk için de, insan için de gerçekçi bir beklenti değildir. Bu beklentiyle yapılan eleştiriler gerek başkalarına gerek kendimize yönelik yoğun bir suçluluk, eksiklik, kusurluluk, yetersizlik duygularını beslemektedir. Bu duygularsa öfke eşliğinde kişinin yaşamını ve öz benliğini etkilemekte, kendiyle ilişkisini bozmaktadır.
Mükemmel olmasa da “yeterince iyi ebeveynlik” ebeveynin asıl sorumluluğudur. Bütün ebeveynler zaman zaman yetersiz kalabilir, yanlışlar yapabilir. Hiçbir anne baba için tamı tamına çocuğa fayda sağlamak mümkün değildir. Her anne babanın bağırdığı, kızdığı, eleştirdiği olmuştur.
Ebeveynlerin de kendine ilişkin problemleri vardır. Bunlarla baş etmek kimi zaman onlar için de ciddi bir yorgunluk doğurabilir. Çocuklar bu davranışlarla karşılaştıklarında, sevgi ve ilgilerini kendilerinden esirgemeyen ebeveynlerini nasıl idare edeceklerini bilirler. Ancak uygunsuz davranışlar sistematik, sürekli, baskıcı bir istismar haline geldiğinde çocuklar tahmin edilenden çok daha fazla zarar görür. Bu zarar geleceğin yetişkinlerinde ciddi boyutta ruhsal hasar bırakır.

“Toksik ebeveynlik” çocuğuna yetişkin olduğunda dahi devam edecek zararlar vermektir. Bu zararlar fiziksel, psikolojik ya da cinsel olabilir. Genel olarak yalnızca cinsel istismarı ciddi bir yanlış ve çocuğa zarar olarak yorumlarken, duygusal ve psikolojik anlamda verilen hasarı küçümseme eğiliminde oluyoruz. Oysa eleştirmek, suçlamak, yargılamak, görmezden gelmek, yok saymak, aşırı kontrol etmek, baskı oluşturmak, yalnız bırakmak gibi cinsel ve fiziksel bir eylem içermeyen davranışlar; çocuğun benliğine yönelik ciddi zararlar oluşturmaktadır. Toksik anne babayla büyüyen çocuklar yetişkin olduklarında öz saygıları düşük, yetersizlik, değersizlik, çaresizlik duygularıyla başa çıkmaya çalışan, yalnız, kimseyle bağ kuramayan, bağ kursa dahi devamlılık gösteremeyen, sevgisizlik hisseden, duygusal olarak yoksun bırakılmış çocuklar halini alırlar.
Toksik ebeveynlerle büyüyen çocuklarda karşılaşılan bir diğer sorun ise bu duygulardan kendilerini sorumlu tutmaları ve kendilerini suçlu hissetmeleridir. Çocuklar on bir yaşına kadar soyut düşünemezler. Herhangi bir olay üzerinden yapılan yargılamalar, yönlendirmeler çocuklar tarafından bir yetişkinin yorumladığı gibi yorumlanmaz. Ebeveyn, çocuğun çocuk olduğunun farkında olmayıp ona bir yetişkin gibi davrandığında, çocuğun kapasitesinin üstünde bir beklentiye girmiş olur. Bir örnek verecek olursak; çocuk annesinin bağırmasından, ağlamasından kendini sorumlu tutabilir. Kendini suçlu hissedebilir. Çocuk için tek güvendiği nesne olan annesinin kendini korumayan, güvenilmez biri olduğunu kabul etmesindense kendini suçlaması daha kolaydır. Bu çocuk bir yetişkin olduğunda da kendini suçlama ve yetersiz görme eğiliminde olur.
Ebeveynlerin çocuklarında açtığı yaralar çocukların büyümesiyle birlikte kapanmaz bilakis içerde derinleşir. Bu hasarları meydana getiren ebeveynler de genellikle çocukluklarında derin yaralar almışlardır. Ebeveynlerden çocuklara aktarılan bu hasarlar nesilden nesile taşınır. Zincirin bir halkası kırılmadıkça, değişim gerçekleşmez, çocuklar iyileşmez, yaralı yetişkinler halini alırlar.
Bireyler için ebeveynlerinin toksik birer ebeveyn olduğunu fark etmek ve kabul etmek hiç de kolay değildir. Gerek kültürel etki, gerek ebeveynliğin kutsallığı inancı; bireyleri onlar ne yaparlarsa yapsınlar doğru yaptıklarını savunmaya iter. Bununla beraber ebeveynlerin yanlış yaptığını düşünmek bile belki de kişinin tek bağ kurduğu nesneyle ilişkisini bozma ihtimalini ortaya çıkarır. Bu ise çoğumuz için incitici ve yakıcıdır.

Bunu göze aldıysanız, çocukluğunuzda toksik bir ebeveyn etkisinde olup olmadığınıza yönelik bir farkındalık oluşturmak üzere çocukluğunuzda ebeveynlerinizle olan ilişkinizi aşağıdaki maddelere göre değerlendirebilirsiniz;
- Anne veya babanız sizi değersiz hissettirdi mi? Bir işe yaramadığınız, adam olmayacağınız, beş para etmez olduğunuz gibi söylemlerde bulundular mı?
- Size hakaret edip, eleştirdiler mi? Yaptıklarınız konusunda başarısız olduğunuzu söylediler, bir işe yaramaz olduğunuzu ima ettiler mi? Yapamadıklarınız üzerinden “beceriksiz, aptal” olduğunuzu duydunuz mu? Bir işi de doğru yapamadığınız, bir baltaya sap olamayacağınız hissine kapıldınız mı?
- Cezalandırıldınız mı? Cezalandırılırken fiziksel bir şiddete maruz kaldınız mı?
- Ebeveynlerinizin alkol, madde bağımlılığı var mıydı? Ebeveynlerinizin kullanımlarından ötürü korktuğunuz, kötü bir muameleye maruz kaldığınız ya da başkalarından utandığınız oldu mu?
- Ebeveynlerinizin ruhsal sıkıntılar yaşadığını hatırlıyor musunuz? Bu sıkıntılar sebebiyle kendinizi ihmal edilmiş hissettiniz mi?
- Ebeveynlerinize ebeveynlik yapmak zorunda hissettiniz mi? Onların problemlerini çözmeye çalıştığınız, ilişkilerindeki sorunlar sebebiyle aralarında arabuluculuk yaptığınız oldu mu?
- Ebeveynleriniz size karşı cinsel bir davranışta bulundu mu?
- Ebeveynlerinize karşı yoğun bir korku hisseder miydiniz?
- Yaşadıklarınızı, duygularınızı ifade etmekten çekindiğiniz, ifade etmediğiniz, duyulmadığınızı hissettiğiniz oldu mu?
Bu maddeler sizin çocuklukta yaşadıklarınız üzerinden toksik bir ebeveyn-çocuk ilişkisinde olup olmadığınıza yöneliktir. Çocuklukta yaşadıklarınızın bir yetişkin olduğunuzda da yansımaları devam edecektir. Aşağıdaki maddeler toksik ebeveynliğin yetişkinlikteki yansımalarını içermektedir.
Yetişkinlik hayatınızda:
- Birine yakın olmaktan çekinir misiniz? Yakınlaştığınızda onun sizi terk edeceğini ya da üzeceğini düşünür müsünüz?
- Yakın ilişkilerden kaçınır mısınız ya da yüzeysel ilişkiler kurar mısınız?
- İnsanlardan, hayattan ya da dünyadan genel olarak en kötüsünü bekler misiniz?
- Ne hissettiğinizi, kim olduğunuzu, ne istediğinizi bilmekte zorlanır mısınız?
- İnsanlar sizin gerçekten kim olduğunuzu bilirlerse sizi sevmezler diye endişelenir misiniz?
- Başarılı olduğunuzda bile birilerinin sizin açığınızı bulacakları konusunda tedirgin olur musunuz?
- Bir nedeni yokken öfkeli ve tedirgin olur musunuz?
- Mükemmeliyetçi misiniz?
- Durmak, dinlenmek, bir şey yapmadan vakit geçirmek sizin için zor olur mu?
- Kendinizi istemeseniz de ebeveynleriniz gibi davranırken bulur musunuz?
Bu maddeler çocukluk yaşantılarınızın bu gün hayatınıza yansımalarını göstermektedir.

Yetişkin olarak ebeveynlerinizle olan ilişkinize baktığınızda:
- Ebeveynlerinizin size hala çocuk muamelesi yaptığını hissediyor musunuz?
- Verdiğiniz kararlarda kendinizden daha çok ebeveynlerinizin kararları doğrultusunda mı hareket ediyorsunuz?
- Ebeveynlerinizden farklı düşünceleriniz olduğunda bunları ifade etmekten kaçınıyor musunuz ya da bunları ifade etmek sizin için zor mu? Farklı fikirlerde olduğunuzda endişeleniyor musunuz?
- Ebeveynlerinizin ifade ve söylemlerinin sizi normalden fazla etkilediğini düşündüğünüz oluyor mu?
- Ebeveynlerinizin kararlarınızı suçluluk ve tehdit oluşturarak etkilediğini düşünüyor musunuz?
- Maddi imkanları kullanarak hayatınızda etkili olduklarını düşünüyor musunuz?
- Ne olursa olsun, ne yaparsanız yapın onlar için yeterli olmayacağını hissediyor musunuz?
- Ebeveynlerinizin mutlu olmasından, ruh hallerinden kendinizi sorumlu hissediyor musunuz? Onların mutluluğu sizin sorumluluğunuzda gibi hissediyor musunuz?
- Onların bir gün değişeceğine inanıyor musunuz?
Çocukluk ve yetişkinlikte ebeveynlerinizle olan ilişkiniz ve yetişkin olarak bireysel hayatınızdaki yansımalarına bakıldığında bu sorulara verdiğiniz evet yanıtlarının çokluğu toksik bir ebeveyn tarafından büyütülmüş olma ihtimalinizi arttırmaktadır.
Ailenizi değiştirmek elbette ki mümkün değildir. Ancak ebeveynlerinizin doğumdan itibaren psikolojiniz üzerindeki etkisini fark etmek ve bununla ne yapacağınıza karar vermek mümkündür. Ebeveynler vefat etse bile çocuklarının hayatları üzerindeki etkisi devam etmektedir.
Unutmayın ki, her çocuğun korunmaya ihtiyacı vardır. Korunmasız bir çocukken size yapılanlardan siz sorumlu değilsiniz. Ancak bundan sonrasında hayatınıza bu yansımaların etkisini keşfetmek, sizi iyiye götürecek kararlar vermek ve bunun için bir şeyler yapmak mümkündür. Dolayısıyla, hem kendiniz hem de çocuklarınızdaki yansımalarını değiştirmek size bağlı.
Tek kalıcı travma, olumlu değişim olmadan acı çektiğimiz travmadır.
Leo Buscaglia
Bu sürecin bir uzmanla birlikte yürütülmesi, psikolojik destek almak oldukça yararlı olacaktır.
Hayata sahip çıkma sorumluluğunu alabilmek dileğiyle…
Kitap Önerileri
Zor Bir Ailede Büyümek – Craig Buck , Susan Forward
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk – Bruce D. Perry , Maia Szalavitz
İyi Aile Yoktur – Nihan Kaya