Gün içinde kişinin bazı takıntılarının (obsesyon) ya da zorlantılarının (kompulsiyon) ya da her ikisinin de yaşamını etkilemesiyle görülür. OKB bir tür kaygı bozukluğudur. Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)’nin, toplumda yaygınlığı % 1.9-3.3 arasında değişir.  Ülkemizde 1,5-2,5 milyon kişide bu rahatsızlığın olduğu bilinmektedir.

Genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde başlar. Çoğunlukla kronik bir seyir izler. Yaşam boyu dalgalanmalar görülebilir. Özellikle stres faktörleriyle alevlenmeler sık görülür.

Daha önceleri, obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerin, bu düşünce ve davranışlardan utanmaları sebebiyle daha az doktora başvurdukları ve yardım almaktan kaçındıkları bilinmektedir. Hastalığın giderek daha fazla tanınmasıyla birlikte daha önce nadir görüldüğü düşünülen bu klinik rahatsızlığın bir ‘gizli salgın’ olabileceği de dile getirilmiştir.

OKB’nin biyolojik etkenlerle ilişkili olduğu bilinmektedir. Birinci derecede yakınında OKB olanlarda görülme sıklığı % 8’e çıkmaktadır.  OKB’nin kültürel ve sosyal etkenlere bağlı olduğu da bilinmektedir. Çocukluktaki öğrenme ve koşullamayla da gelişebilir.

Obsesyon, kişinin gereksiz, mantıksız, saçma olduğunu bildiği halde bilinçli olarak uzaklaştıramadığı tekrarlayıcı düşünce, imge ve sembollerdir. Kimi zaman zorla ve istenmeden geliyor gibi yaşanır. Bu durum çoğu kişide belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olur. Kişi özellikle istemeden hatta bazen özellikle aklına gelmemesi için uğraşmasına rağmen kendiliğinden gelir. Ya da belli durumlar ve ortamlarda kendiliğinden ortaya çıkarak sıklıkla sıkıntıya neden olur. Örnek verecek olursak: “bulaşma oldu mu?, kirlendim mi?, kapıyı kapattım mı?, ütünün fişini çektim mi?, çocuğuma zarar verir miyim?, farkında olmadan yanlış yapmış olabilir miyim?, eksik var mı? tam oldu mu?, bunu tam anladım mı?” gibi düşünceler ya da şeytanla, Tanrıyla ilgili istenmeyen düşünce, istek veya hayaller olabilir. Kişi, bu düşüncelere, aldırmamaya ya da bunları baskılamaya çalışır. Bazen de bunları başka bir düşünce ya da davranışla yüksüzleştirme girişimlerinde bulunur. Burda kompulsiyonlar devreye girer.

Kompulsiyon, çoğu kez takıntılar (obsesyonlar) doğrultusunda yapılmak zorunda hissedilen irade dışı ve tekrarlanan davranışlardır. Kişinin takıntısına tepki olarak ya da katı bir biçimde uyulması gereken kurallar üzerine ortaya çıkar. Kişinin yapmaya zorlanmış gibi hissettiği davranışlardır. Bu davranışlar tekrarlayıcıdır. Temiz olmadığı düşüncesiyle (obsesyon); sürekli el yıkama, banyo yapma, ev temizleme, düzenleme, denetleyip durma, silme, kapıyı kontrol etme, musluğu kontrol, dönüp tekrar bakma, başkasına sorma gibi eylemlerdir. Bu eylemler zihinsel de olabilir. Örneğin dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme, tersini söyleme, rahatlatıcı kelimeler tekrarlama, konuyu zihinde tekrar canlandırarak inceleme, konu üzerinde düşünerek analiz etme gibi. Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yaşanan kaygı ya da sıkıntıdan korunma, bunları azaltma ya da korkulan bir olay/durumdan sakınma amacıyla yapılır. Ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yüksüzleştireceği ya da korunacağı tasarlanan durumlarla gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir. Ya da aşırı bir düzeydedir.

Hastalığın tanı kriterlerinden biri kişinin takıntılar ya da zorlantılar sebebiyle gün içinde çok zaman harcamasıdır. Takıntılı düşünceler ve baş etmek uğruna yapılan eylemler günde bir saatten fazla zaman alabilir. Hastalığın şiddeti ile harcanan zaman arasında ilişki vardır. Şiddet ne kadar fazlaysa harcanan zaman da o kadar artış gösterir.

Bu durum klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya sebep olur. Kişi rahatsız olmasına rağmen düşünce ve eylemlere devam eder. Sürekli zihinsel uğraşlar ve takıntılı düşünceler doğrultusunda engellenemeyen davranışlar nedeniyle yaşam kalitesi azalır. Ayrıca bu duru iş, eğitim gibi alanları etkiler. Mesleki/sosyal sorunlar ortaya çıkar. Ev içi ilişkilerde ciddi sorunlar yaşanabilir. Karar vermede zorluk ve yavaşlık nedeniyle de mesleki sorunlar sık görülür.

Bu durumların başka bir bozukluktan kaynaklanmadığına emin olunmalıdır. Örneğin madde kullanımı, ilaç kullanımının yan etkisine bağlı değildir.

Kişiler bu düşünce ve eylemlerine yönelik farkındalık içinde olmayabilir. Bunları gerçek sanabilirler. Bu durumda iç görü daha düşüktür.

Bu hastalık yaklaşık üç yüzyıldır bilinmektedir ve sınıflandırılmasına ilişkin çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Obsesyon ve kompulsiyonların pek çok çeşidi bulunmaktadır. Yıkayıcı–temizleyiciler, kontrolcüler, toplayıcı- biriktiriciler, düzenleyici-sıralayıcılar, tekrarlayıcılar, düşünce takıntıları gibi alt tipleri bulunmaktadır.

c2a850a88c95010ae6789ec3de2adf9f

En Sık Görülen Obsesyonlar (Takıntılar)

  • Başkalarına ya da kendine bir zarar verebileceği takıntısı
  • Kan, ter, dışkı ya da kir gibi maddelerle bulaş olacağı takıntısı
  • Düzenli, temiz, tertipli olma takıntısı
  • Cinsel dürtülerin denetlenemeyeceği endişesi
  • Biriktirme takıntısı
  • Dinsel konularla ilgili takıntılı düşünceler
  • Beden veya organlarla ilgili takıntılı düşünceler

En Sık Görülen Kompulsiyonlar (Zorlantılar)

  • Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama
  • El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme
  • Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
  • Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma
  • Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme
  • Belirli bir sıraya göre yemek yeme
  • Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma
  • Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama
  • İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı
  • Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme
14BROD 1412973246494 tmagArticle

Obsesyonlarınızı sorgulayın:

  • Gereksiz, anlamsız veya saçma olduğunu bildiğiniz halde durduramadığınız düşünceleriniz oluyor mu?
  • Durduramadığınız tekrarlayıcı düşünceleriniz var mı?
  • Kafanızdan atamadığınız düşünceler, fikirler var mı?
  • İradeniz dışında gelişen düşünceleriniz oluyor mu?
  • Vesveseniz var mı?

Kompulsiyonlarınızı sorgulayın:

  • Tekrar tekrar yaptığınız hareketler var mıdır?
  •  Bazı şeyleri tekrar tekrar yapmak için çok zaman harcar mısınız?
  •  Tekrarlayıcı bir şekilde temizler, kontrol eder veya düzenler misiniz?’

Bu obsesyon ve kompulsiyonların görüldüğü kişilerde bazı ortak özellikler bulunmaktadır.

bir insan yüzü çizimi
obsesif kompulsif OKB

Endişeler ve Takıntılar (Obsesyonlar) kötü bir şeyler olacağı ile ilgilidir.Takıntılara eşlik eden sıkıntı genellikle kişinin kendine ya da sevdiklerine gelecek bir zarardan korkmakla ilgilidir. Örneğin kapıyı pencereyi kontrol eden bir hastada “kapıyı pencereyi kontrol ediyorum çünkü açık kalırsa birisi girip çocuklarımı öldürebilir, paramızı çalabilir düşüncesi olabilir. Günde belirli sayıda dini içerikli sözler söyleme ritüeli olan bir hastada “duaları bu sayıda okuyorum çünkü okumazsam başıma bir kaza gelir” düşüncesi görülebilir. Hastalar bu düşüncelerde olmadıklarında olası kaza durumu için suçlu olmaktan da korkabilirler. “Eğer bu olursa benim hatam olur ve suçlanmayı hak ederim.” şeklinde ya da yıkanma kompülsiyonu (zorlantısı) olan bir hastada “eğer temizlenmezsem hastalanabilirim, çocuklarıma hastalık bulaştırabilirim” veya “bu kirlilik hissi yıkanmadan geçmez ben bu hisse dayanamam” şeklinde düşünceler ve korkular olabilir.

Kişi takıntısının akıldışı veya saçma olduğunu bilebilir. Belirtiler şiddetli olmadığı anlarda çoğu obsesif birey takıntılarının gereksiz olduğunu bilir. Endişeler başladığı zamansa bunu unutabilir ve korkuya kapılabilir.

Takıntılara direnmek, baskılamaya ya da unutmaya çalışmak daha da arttırır. Saplantılı düşünceler çok fazla sıkıntı verdiği için kişi bunlardan hemen kurtulmak ister. Ama ne yazık ki bu unutulmak istenilen düşünceyi canlı tutar. Kişi ne kadar mücadele ederse o düşünceyi zihninden atması da o kadar zorlaşır.

Kompulsiyonlar (zorlantılar) geçici bir rahatlama sağlar. Takıntının yarattığı şiddetli sıkıntıyla kişi kendisini rahatlatacak bir şeyler arar. Bazı davranışlarla rahatlar. Örneğin kirlilik obsesyonu olan birinin elini yıkayarak rahatlaması gibi. Ama bu etki geçicidir. Bir süre sonra tekrar sıkıntı başlar.

Tekrarlayan eylemler (ritüeller) genellikle özel bir sırada gerçekleştirilir. Zorlantı davranışları kurala uygun, belirli bir sıraya göre gerçekleştirilirse sıkıntıyı azaltır. Eğer bu kural bozulursa kişi yeni baştan aynı sırayla davranışı tekrarlar. Kirlilik takıntısı olan birey, belli bir sayıda ellerini yıkıyorsa, yıkama sırasında yaptığı bir işlemi hatırlayamazsa tekrar tekrar baştan başlar. Abdest alan bir kişinin yıkama sırasını hatırlayamadığı için sık sık baştan başlaması gibi.

Kişi zorlantılara direnmeye çalışır. Zorlantılı geçici olarak rahatlama sağlasa da bunları tam olarak yapmanın zorluğu ve harcanan zaman sebebiyle kişi bunlara direnmeye çalışabilir. Ya da bunların zahmeti nedeniyle bu durumlara başvurmasına yol açacak nesne ve durumlardan kaçabilir. Temizlenme ritüellerinin sıkıntısı nedeniyle kişinin ayda bir banyo yapması, haftada bir büyük abdeste çıkması gibi.

Kişi koruyucu davranışları için başkalarından da yardım alır. Kişi emin olamadığı durumlar sebebiyle, başkalarına başvurur. Temiz mi kirli mi diye birine sorma, yıkarken başkasına da izletme, kendisi yerine temizlemeyi ya da kontrolü birine yaptırma gibi. Bu kaçınmayı kolaylaştırır. Ayrıca sorumluluğu paylaşarak biraz rahatlamayı sağlar.

f2baff4f1066b4c5511f81706ffaada5

TEDAVİ

Zaman zaman kişiler etiketlenmekten kaygılandıkları ve utandıkları için tedaviye başvurmaktan geri dururlar. Oysa ki bu rahatsızlığa sahip pek çok ünlü vardır. Ünlü biyolog Charles Darwin, Jessica Alba, Donald Trump, Cameron Diaz, Leonardo DiCaprio, Florence Nightingale, David Beckham gibi isimler bu kişilerden bazılarıdır.

Bazı hastalarda eşlik eden başka ruhsal hastalıklar da olabilir. Diğer major depresyon, anksiyete bozuklukları, şizofreni, kişilik bozuklukları, mizaç bozuklukları, tik bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu eşlik eden ruhsal bozukluklardandır.

OKB tedavi edilebilen bir hastalıktır. Uzman ve danışan arasında yakın bir işbirliğiyle süreç yürütülmelidir. Psikiyatrist desteği ile düzenli ilaç kullanımı devam ettirilmelidir. Bununla beraber eş zamanlı olarak psikoterapi desteği ile oldukça umut verici sonuçlar alınmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, davranışçı terapi, metakognitif terapi sık kullanılan terapi yöntemlerindendir. Hastalığın önündeki en büyük engel kişinin yardım almaması, uzmana başvurmamasıdır.

Tedaviyi ertelemeyin.

Obsesyonlar ve kompulsiyonlardan özgürleşme temennisiyle…


Kaynaklar

Aaron T. Beck, Kaygı ve Endişe Çalışma Kitabı – Bilişsel Davranışçı Çözüm, 1. Basım, Psikonet Yayınları.

Dr. Dennis Greenberger & Dr. Christine A. Padesky, Evinizdeki Terapist, 22. Basım (İstanbul: Altın Kitaplar, 2017; 255-280).

Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar, Fark Et Düşün Hisset Yaşa, Epsilon Yayınevi, 2019.