“İrade meselesi, kafada bitireceksin, içme işte, istesen içmezsin” gibi pek çok söz bağımlılara sıklıkla söylenir. Sürekli maddenin zararlarını anlatan nasihatler vermek, bağımlı kişinin davranışlarını eleştirmek, yargılamak ve böylece maddeyi bırakacağına inanmak işlevsel değildir. Bilakis çevrenin bu ve benzeri yaklaşımları, kişinin bağımlılığını tetikleyebilir.

Opiyatlar, sedatif ve hipnotikler, amfetamin ve türevleri, kokain, halüsinojenler, esrar, uçucu maddeler gibi pek çok madde türü vardır.  Hepsinin etkisi ve yoksunluk belirtileri farklılık gösterir.

Kişinin madde kullanımı başladıktan sonra bağımlılığın gelişmesi herkes için aynı sürede değildir. Bu, kişinin psikolojik ve fizyolojik yapısına, kullanılan maddeye, madde miktarına, kullanım şekline göre değişir. Kişi başlangıçta bağımlı olmayacağını düşünür ve kullanımı kontrol edebildiğine inanır. Zamanla madde kullanımı kontrol edemediği bir bağımlılık haline gelir.

Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Kişi maddeye başlamadan önce kullanmak bir tercihtir. Ancak bağımlılık geliştikçe kişinin beyninde değişimler meydana gelir. Bu biyolojik değişiklikler beyindeki sinir hücrelerinin ve hücreler arası iletişimin bozulmasıyla oluşur.

Beynimizde, keyif aldığımızda aktif hale gelen haz bölgesi vardır. Bisiklete binmek, yemek yemek, spor yapmak gibi bize keyif veren pek çok şeyi yaptığımızda haz bölgesi aktif olur. Bu bölge madde kullanımıyla da aktif hale gelir. Bağımlı olmadan önce kişiye keyif veren şeyler kişinin madde kullanımıyla beraber keyif vermemeye başlar. Dolayısıyla kişi keyif almak için giderek kullandığı madde miktarını arttırmaya ihtiyaç duyar.

Kullanım devam ettikçe, beynin ön bölgesindeki kontrol mekanizması tahrip olur. Böylece beyin artık “dur” komutunu gönderemez hale gelir. Dolayısıyla kişiye söylenen sözler de bir anlam ifade etmez. Artık beyinde değişim meydana gelmiştir ve bağımlı kişi artık hastadır.

Zamanla kişinin kullandığı madde miktarına beyin duyarsız hale gelir. Aynı miktarda madde kullanımı kişide aynı etkiyi oluşturmadığından, kişi kullandığı maddenin miktarını arttırmaya başlar. Buna tolarens gelişimi denir.

İlk aşamada kişinin aldığı keyif, madde kullanımının devam etmesine sebep olurken zamanla kişi maddeyi kullanmadığında bazı olumsuz durumlar yaşamaya başlar (terleme, titreme, kas/eklem ağrıları, bulantı, halüsinasyon gibi). Her madde için farklı olan bu olumsuz belirtilere “yoksunluk belirtileri” denir. Kişi artık bu yoksunluk belirtilerinin ortadan kalkması, normal hissetmek için madde kullanımına devam eder.

Beyinde meydana gelen bu değişim, kişinin madde kullanımını bırakmasıyla düzelmeye başlar. Bu süreç bir tedavi ekibiyle yürütülmelidir. Ancak bağımlılık kronik;  şeker, tansiyon hastalığı gibi bir hastalıktır. Nasıl ki bir tansiyon hastasının bu tanıyı aldıktan sonra, artık ömrünün sonuna kadar tansiyonuna dikkat etmesi gerekiyorsa, bağımlı kişide her zaman madde kullanım riskine karşı dikkatli olmalıdır. Kişi ne kadar süre tuz tüketimine dikkat eder, diyetine uyarsa o kadar iyidir. Madde kullanan kişi de ne kadar süre madde kullanmayıp,  diyetine dikkat ederse o kadar iyi olacaktır. Ancak tekrar başladığında eski bağımlılık döngüsüne hızla girer.

Bağımlı olan beyin artık maddeye duyarlıdır ve sıklıkla onu hatırlar. Aşerme de denilen bu durum kişiyi zorlar. Maddeyi bırakıp yeniden başlamak oldukça sık görülür. Bağımlılığın doğasında nüksler vardır. Bu süreçlerin yönetimini sağlamak ve kolaylaştırmak için muhakkak destek almak gereklidir. Beynin bağımlılık öncesi işlevlerini yerine getirebilmesi için en az bir yıl boyunca tedavi süreci içinde kalmak önemlidir.

bagimlilik icin belki 2

Bağımlılık kriterleri nelerdir?

Kişiye madde kullanım bozukluğu (madde bağımlılığı) tanısı konabilmesi için bazı belirtilerin bulunması gerekir:

1) Kullandığınız madde miktarı zaman içinde giderek arttı mı?

2) Geçmişte sonuçsuz kalan bırakma girişimleriniz oldu mu?

3) Madde kullanımına yönelik ciddi bir istek (aşerme/craving) duyuyor musunuz?

4) Madde aramak, kullanmak, etkisinden kurtulmak için çok zaman harcıyor musunuz?

5) Bıraktığınız zamanlarda ciddi yoksunluk belirtileri (terleme, titreme, uykusuzluk, gevşeyememe vs) yaşıyor musunuz?

6) Madde kullanımı nedeniyle sosyal, ruhsal, fiziksel sorunlar yaşadığınızı düşünüyor musunuz?

7) Planladığınızdan daha fazla miktarda madde kullandığınız oluyor mu?

Bu belirtiler madde kullanım bozukluğunu yordamaya yardımcı olur. Tedavi için tüm belirtilerin olmasını beklemeyin. Bağımlılık sinsice ve hızlı gelişen bir hastalıktır. Kişi hangi aşamada olursa olsun bir an önce tedaviye başlamalıdır.

Tavsiyeler

  • Bağımlılık başarılı tedavi süreci olabilecek bir hastalıktır. Psikolojik, sosyal ve tıbbi destek alınması gerekir. Muhakkak bir uzman desteği alın.
  • Neden maddeyi bırakmanız gerektiğini düşünün. Kendinizi hazır hissetmiyorsanız, madde kullanımına devam ettiğinizde neler yaşayacağınızı fark edin.
  • Maddeyi hatırlatan her ortamdan, kişiden uzak durmak süreci kolaylaştırır.
  • Madde kullanmanın iyi ve iyi olmayan yanlarını bir kağıda yazın. Yarar ve zararını analiz edin.
  • Madde kullanımının hayatınıza olan etkilerini düşünün. Ekonomik, fiziksel, aile/arkadaş ilişkileri/ sosyal hayat, iş/eğitim hayatınızı nasıl etkilediğini yazın. Kişinin beyni maddeyi istediği için kullanmak üzere bahaneler üretir. Siz olumsuz yanlarının ne kadar farkında olur ve bunu beyninize tekrarlarsanız o kadar gerçekçi bir değerlendirme yapmış olursunuz.
  • Tekrar nasıl başlamayacağınızı öğrenin. Sizi tekrar kullanmak üzere etkileyen tetikleyicilerin ve riskli durumların farkına varın.
  • Daha önce tekrar başlamanızda etkili olan sebepleri analiz edin. Tekrarlar genellikle aynı döngüyü izler. Daha önce tekrar kullanmanızda etkili olan faktörler bir sonraki kullanımınız için risktir.
  • Bu risklerle nasıl başa çıkacağınız noktasında hazırlıklı olun. Arkadaş ortamları sizin için bir riskse, madde kullanan arkadaşlarınıza nasıl hayır diyeceğiniz, onlarla vakit geçirmek yerine neler yapabileceğiniz konusunda çalışın,  yeni arkadaşlar edinin.
  • Üzüntü, öfke, yalnızlık, mutsuzluk gibi duygular madde kullanımı için tetikleyici olabilir. Bu duygularla nasıl daha sağlıklı yollarla baş edebileceğiniz noktasında çalışın, destek alın.
  • Sıkıntı, boşluk, yorgunluk bıkkınlık da birer tetikleyici olabilir. Farkına varın. Zamanınızı yapılandırın. Bağımlılık boşluktan beslenir, unutmayın.
  • İstekle nasıl baş edeceğinizi öğrenin. Çok yoğun hissediyorsanız muhakkak tıbbi destek alın.
  • Yaşamınızı yeniden düzenleyin. Yeni çevre ve hobiler edinin.
  • Düzenli, sağlıklı yaşayın. Dengeli, sağlıklı beslenin. Düzenli uyuyun. Spor yapın.
  • Bireysel ve grup terapilerine gidin. Adsız Alkolikler/ Adsız Narkotikler gibi grupları araştırın, katılın.
  • İlaç kullanımını düzenli devam ettirin.
  • Kendinizi geliştirin. Uzun vadede ve kısa vadede hedefler belirleyin.
  • Psikiyatrist ve psikolog takiplerine devam edilmesi tekrar kullanımın başlamaması için oldukça önemlidir. Tedavinizi asla aksatmayın.
  • Bağımlılık bir aile hastalığıdır. Tüm aile etkilenir ve aileden de etkilenir. Eğer bir bağımlı yakınıysanız ona nasıl destek olabileceğinizi araştırın. “Bağımlı yakınlarına” başlıklı yazıyı okumak için tıklayınız.

Tüm bağımlılıklardan özgürleşme temennisiyle..

Kitap Önerileri

Amerikan Psikiyatri Birliği (2014). DSM-5 tanı ölçütleri başvuru el kitabı (Çev. E. Köroğlu). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.

Bağımlı Aileleri İçin Rehber Kitap / Prof. Dr. Kültegin Ögel

Bağımlılık Hakkında Ne Yapmalıyım? Aile ve Yakınlar İçin Bilgiler / Editörler: Kültegin Ögel ve Kinyas Tekin / Uçurtma Yayınları

Sanal veya Gerçek Bağımlılıkla Başa Çıkma / Prof. Dr. Nevzat Tarhan – Uzm. Dr. Serdar Nurmedov

Bağımlılık İyileşmek için 66 İlke / Moodist Yayınları.

Kaynaklar

Öztürk, M. & Ögel, K. (ed.). Bağımlılık Tanı, Tedavi, Önleme. İstanbul: Yeşilay Yayınları, 1. Basım, 2019.

Bağımlılık İyileşmek için 66 ilke. Moodist Yayınları.

Tarhan, N. & Nurmenedov, S. (2013). Bağımlılık: Sanal veya Gerçek Bağımlılıkla Başa Çıkma. Timaş Yayınları, 2.Baskı, İstanbul.