Kumarın Tarihi

İnsanlık kadar eski bir tarihe ulaşmakla birlikte kumar farklı ülkelerde farklı biçimlerde gelişmiştir. İlk olarak Çin kültüründe (MÖ 300’lü yıllar) zar üzerinden iddia oyunları oynandığına dair bulgular bulunmuştur. 1800’lü yıllarda ise Hong Kong ve Çin’de kumarın günlük yaşamın bir parçası haline geldiği görülmüştür. Oyun kağıtları da Çin’den Avrupa’ya ve Avrupa’dan dünyaya yayılmıştır.

Her toplumda yaygınlaşmasıyla birlikte devletler tarafından yasaklanmaya çalışılmıştır. Romalılar döneminde horoz dövüşleri, satranç gibi yeteneğe dayanan oyunlar ve zar atma türü oyunlar kargaşalara sebep olmuş ve yasaklanmıştır. Aynı şekilde Eski Yunanistan’da da kumar büyük bir sorun haline gelmiştir.  Makedon kralı Filipin Atina’da kumar oynayan kişileri “hırsızlar ve ganimetçiler” sınıfına dahil etmiştir. İngiltere Kralı Henry’de askerlerin savaşma performanslarını etkilediğini gözlemledikleri kumarı yasaklamıştır. 1600’lü yıllarda Amerika’da ciddi bir kumar oynama eğilimi görülmüştür. Ancak sahtekarlığın artıyor olması sonucu kumar Amerika’da da yasaklanmıştır. Fakat tüm yasaklamalara karşın, dönem dönem artarak devam etmiştir.

Günümüzde de kumar oyunları oldukça artış göstermiştir. Son çeyrek yüzyılda yapılan çalışmalar incelendiğinde kumar oynama dünya nüfusunun yaklaşık %1’inde yaygınlık göstermektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte kumar formu değişmiş, internet üzerinden-online kumar oynama biçimi daha da sıklaşmıştır. Kumarın zararlarına rağmen, devletlerin bundan kazanç elde etmesi sebebiyle giderek endüstrileşmiştir.

Kumar nedir?

Kumar, bir yarışma, olay ya da oyun sonucunda üzerine para ya da değerli bir şey koyularak kazanç elde etme amacı taşıyan davranış biçimidir. Bir kısmında şans sonucu belirlerken bir kısmında ise beceri belirlemektedir. Kişi iki süreçte de risk alma davranışı sergilemektedir. Para taraflar arasında yer değiştirmekte, zaman yitirilmektedir. Başlangıçta heyecan, eğlence içeren davranış biçimi giderek tekrarın talep edildiği bir heyecan arayışına dönmektedir. Yaşanılan kayıplarla beraber kayıpları geri kazanma düşüncesi alevlenmektedir.

Kişide oynamayı devam ettiren etkenlerden biri de “kazanca yakın kayıp” hissidir. Kişi oyun esnasında kaybettiğinde kazanca yakın olduğu hissiyle de hayal kırıklığına uğramaktadır. Bu his kişiyi bir sonraki oyun için hazırlamakta, cesaret vermekte ve tetiklemektedir. Kumar endüstrisi, kazı kazan ve elektronik kumar makineleri gibi oyunları bu hissi uyandıracak biçimde ayarlamaktadır. Kişi her defasında kaybetmiyor, kazancın eşiğinden dönüyor düşüncesiyle psikolojik kazanım hissine düşmektedir. Böylece kişinin davranışını tekrar etmesini sağlamaktadırlar.

Heyecan ve eğlence giderek yerini depresyon, kaygı, uyku bozuklukları, strese bırakmaktadır. Kişiler yerine koyamadıkları paralar sebebiyle hırsızlık, zimmete para geçirme, dolandırıcılık gibi yollara başvurabilmektedir. Bu olaylar ise kişinin aile, iş, eğitim hayatına zarar verebilmektedir.

Kumar Bağımlılığı

Beyinde ödül ve hazdan sorumlu bölgeler bulunmaktadır. Bu bölgelerde dopamin denilen, duygusal tepkilerin kontrolünde etkin, beyne sinyalleri ileten kimyasal bir madde bulunmaktadır. Belirli bir düzeyde dopamin her insanın beyninde vardır. Yemek yemek, müzik dinlemek, cinsellik gibi zevk veren uyaranlarla beyindeki haz bölgesi uyarılır ve dopamin miktarı artış gösterir. Kumar oynama davranışı ile de yüksek seviyede dopamin salgılanır. Dolayısıyla kumar da diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin ödül-haz mekanizmasında tahribata yol açar. Kişi diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kendini kontrol etmekte zorlandığı, dürtüsel ve tekrarlayan bir hastalık döngüsü içine girer. Kumar oynamak beyindeki haz-ödül mekanizmasını aktive etmektedir. Zamanla artan miktarda haz arayışı ve kontrol mekanizmasındaki bozulma hastalığı ileri bir boyuta taşır. Bu sebeple, bağımlılık bir beyin hastalığıdır.

Kumar Bağımlılığı ilk kez Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından yayımlanan (DSM-3) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı-3 Kitabı’nda, “Patolojik Kumar” adıyla yer almıştır. 2013 yılında yayımlanan DSM-5 tanı kriterlerine göre, davranışın kumar oynama bozukluğu (kumar bağımlılığı) olarak sınıflandırılması belirli şartlara bağlıdır.

Kişide 12 aylık süreç içinde, aşağıdakilerden en az 4’ünün olması gerekmektedir:

 1. İstenilen heyecan/coşkuyu oluşturmak için giderek artan miktarda parayla kumar oynama isteğinin olması,

2. Kumarı bırakma/ durdurma girişimleri esnasında huzursuzluk hissetme/ kolay kızma,

3. Kumar oynamayı bırakmak, denetlemek, sınırlamak için yineleyen, sonuçsuz çabaların olması,

4. Sıklıkla kumar oynama üzerine düşünme (geçmiş kumar deneyimleri, borçlar, yeniden oynama yolları, para bulma yolları),

5. Sıklıkla sıkıntı duyarken (çökkünlük/keyifsizlik/bunalmışlık) kumar oynama,

6. Kumar oynama davranışı sonrası kaybettiklerinin ardından koşma davranışı,

7. Oynadığı kumar miktarını ve kumar oynama davranışını göstermemek-gizlemek için yalan söyleme,

8. Kumar oynama davranışıyla ilişkili olarak iş/eğitim/ilişki/eşin yitirilmesi, ya da tehlikeye atılması,

9. Kişinin umutsuz hissettiği para durumundan kurtulmak için başkalarına (parasal kaynak anlamında) bel bağlaması (bailout).

Tüm bunlara ek olarak kumar bağımlılığı, kişide sıkıntıya ve işlevsellikte bozulmaya yol açan, yineleyici, sorunlu bir davranış biçimidir.

Risk Grupları

Herkes kumar bağımlısı olabilir. Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Kişi istemese de beyni kumar oynamak ister. Yapılan çalışmalar, düşük sosyo-ekonomik düzey, düşük eğitim düzeyleri ve yüksek işsizlik oranlarının olduğu toplumların kumar bağımlılığı açısından daha riskli olduğunu göstermiştir. Ayrıca, erkeklerde, bekarlarda ve gençlerde daha sık rastlanmaktadır.

Yapılan çalışmalar küçükken bakımvereniyle güvensiz bağlanma gerçekleştiren bireylerin bağımlılığa daha yatkın olduklarını göstermektedir. Bağımlılık alanında önde gelen isimlerden olan Khaitzan bağımlılığı erken yaştaki bağlanma sorunları ve travmalarla açıklayarak, bağımlılığı bir kendilik düzenleme davranışı olarak değerlendirmiştir. Bağımlılık geliştiren kişilerin kendi duygularını, kendileriyle ve diğerleriyle olan ilişkilerini tam olarak regüle edemediklerini ileri sürmüştür.

Genelde kumar bağımlılarının her alanda risk almayı seven kişiler olduğu görülmüştür. Hayata karşı pozitif bir bakışları ve bitmeyen bir enerjileri olabilir. Risk alma düşkünlüğü en çok mali konularda kendini göstermektedir. Dolayısıyla bu kişiler kumar oynamadan kendilerini rahatsız hissetmektedirler.

Yakın çevresinde kumar bağımlısı bulunan kişilerin bağımlılık riski daha yüksektir. Sosyal çevresinde çeşitli kumar türleri ile temas kuran bireyler için de risk diğer kişilere göre daha yüksektir.

Kumar bağımlılığına eşlik eden alkol ve madde kullanımı da sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.  

Kumar Bağımlılığının Evreleri

Kumar bağımlılığı genellikle 4 aşamada seyreder:

1) Kazanma Evresi: Genellikle kumar oynamanın başında kazanç vardır. Bir defada yıllık gelirin en az yarısı kadar olan bir miktarın kazanılması gibi. Bu dönemde yavaş yavaş kontrol kaybedilmeye başlanır. Giderek artan miktarda oynamanın haz verici yanı ortaya çıkar, tolerans gelişir. Yavaş yavaş kişi sosyal çevresinden uzaklaşır. Kumar için harcanan zaman ve para artmaya başlar. Stratejiler geliştirilmeye başlanır. Kayıplar da vardır ancak kişinin zihni daha çok kazanılanlar üzerinde durmaya eğilimlidir.  

2) Kaybetme Evresi: Büyük bir kayıpla başlayan bu evrede kişi “berbat bahis” deneyimini yaşantılar. Bu evrede kişi kayıpların peşine düşmektedir. Kaybedilenlerin geri kazanılması için para bulma davranışı artış gösterir. Kredi çekme, para arama, sahip olduğu mülkü satma gibi davranışlar gözlemlenir.

3) Tükenme Eğilimi: Kişinin elinde hiçbir şeyin kalmadığı evredir. Depresif semptomlar artış gösterir ve intihar girişimi açısından riskli bir dönemdir.

4) Vazgeçme Evresi: Kişi artık her şeyini kaybettiği bir döneme girmiştir. Hepsini geri kazanma fantezisinden vazgeçmiştir. Gelişigüzel bir biçimde oynamaya devam edebilir.

Tedavi

Kumar oynama bozukluğu-kumar bağımlılığı tedavisi, uzmanlar tarafından yürütülmesi ve desteklenmesi gereken bir süreçtir. Bağımlılık bir anda gelişmediği gibi tedavisi de bir anda gerçeklemeyecek, zaman alacaktır. Gerek tıbbi destek gerekse psikolojik ve sosyal destekle tedavi edilebilir. Kişinin kendi başına yürüttüğü bırakma çabaları genellikle sonuçsuz kalmaktadır. Kumar Bağımlılığında Multi-disipliner yaklaşım gereklidir. Tıbbi ve psikososyal yaklaşımlar birlikte yürütülmelidir. Tedavi ekibinde psikiyatrist, psikolog ve sosyal hizmet uzmanı yer almalıdır.  Bağımlılık bir hastalıktır, dolayısıyla en kısa zamanda bir uzman desteği almak önerilir.

Tavsiyeler

  • Kumar oynama davranışını riskli bulan kişilerin muhakkak bir uzmandan destek alması önceliktir. Bir uzmandan destek almadan yürütülen süreç genellikle sonuç vermemektedir. Uzmandan desteği yanında bazı tavsiyeler sürece katkı sağlayabilir.
  • Ne kadar süre, ne kadar miktarda kumar oynadığınızı takip edin. Süre ve kumar oynama miktarınızı haftalık olarak kaydedin, bu farkındalığınızı artırmaya katkı sağlayacaktır.
  • Neden kumar oynadığınızı fark edin. Sizi neler tetiklemekte inceleyin. Hangi saatlerde, hangi ortamlarda istek geliyor, takip edin. Davranışın otomatik olarak ortaya çıkmasını engellemek için araya başka aktiviteler koyun.
  • İstek geldiğinde mekan, ortam değiştirin, sevdiklerinizi arayın.
  • İsteği biraz ertelemeye çalışın.
  • İstek olduğu zamanlarda dikkatinizi farklı bir yere yönlendirmeye çalışın.     
  • Boşluk, kumar oynama davranışını tetiklemektedir. Boş zamanlarınızı yapılandırın. Sosyalleşin, farklı aktivite ve etkinliklere zaman ayırın. Yeni hobiler edinin.
  • Rutinlerden kaçmanın bir yolu olarak da ortaya çıkabilen kumar oynama davranışını engellemek için rutininizi sağlıklı, işlevsel farklı yöntemlerle bozun.
  • Sizde sıkıntı oluşturan duygularla kalmaya çalışın. Hissettiğiniz duyguyla her seferinde biraz daha uzun kalmaya özen gösterin. Bu duyguların geçici olduğunu unutmayın.
  • Neden kumarı bırakmak istiyorsunuz, kumarın bu gününüze ve geleceğe nasıl bir etkisi var? Kumar oynamanın iyi yanları ve bir o kadar da iyi olmayan yanları nelerdir, bunları düşünün. Madde madde bir kağıda yazın ve bir terazi gibi değerlendirip, “hangi taraf daha ağır geliyor?” karar verin. Neden bırakmak istediğinizi unutmayın.
  • Kumar oynamayı bıraktıysanız da destek almak için başvurun. Kumar oynama bağımlılığı nüksedebilen bir hastalıktır. Riskli durumları fark edin. Daha önce tekrar başlamanızda etkili olan faktörlere odaklanın. Bunları tanımlayın ve uzak durun.
  • Kumar oynanan yerlerden uzak durmak gerekmektedir. İnternette kumar oynatılan sitelerden uzak durulmalıdır.  
  • Kumar oynama düşüncesini oluşturan etkenlerden uzaklaşılmalıdır (at yarışı programları, “casino” reklamları, piyango biletleri vs.)
  • Kişinin parasının olması da kendisi için tetikleyici olabilmektedir. Para yönetimini bir süre güvendiğiniz bir yakınınıza devredin. Banka kartı, kredi kartı gibi para bulabileceğiniz kartları/ hesapları iptal edin. Az miktarda para taşıyın.
  • Borçların olması kişi için tetikleyici olabilmektedir. Borçlarınızı ödemeye yönelik bir plan oluşturun. Bu konuda düşüncelere çok fazla kapılıyor ve karar veremiyorsanız bir yakınınızdan destek isteyin. Küçük miktarları ödeyerek başlayabilirsiniz.
  • “Adsız kumarbazlar” gibi kumar oynama bozukluğu yaşayan başka kişilerin de olduğu kendine yardım gruplarına katılın.
  • Yalnızlık duygusu da boşluk duygusu gibi tetikleyici olabilen bir duygudur. Sosyal ilişkilerinizi arttırın. Arkadaşlarınızla iletişime geçin, yeni arkadaşlar edinin.
  • Sizi olumsuz anlamda tetikleyebilecek, risk oluşturabilecek, kumar oynayan, bahis sohbetleri yapan arkadaşlarınıza “hayır” deyin.
  • Fiziksel aktiviteleri artırın. Fiziksel hareketlilik hem duygu durumunuzun düzenlenmesine yardımcı olacak hem de istekle baş etmenize katkı sağlayacaktır.
  • Ailenizin güvenini tekrar sağlamak zaman alacaktır. Onlara zaman verin.
  • Kumar oynama bozukluğuna eşlik eden başka bir ruhsal sorun yaşıyorsanız, bir psikiyatriste başvurun. Depresyon, intihar düşünceleri, anksiyete, dürtüsellik sıklıkla kumar bağımlılığına eşlik etmektedir. Bu eşlikler ise bağımlılık tedavisi yanında destek alınması gereken problemlerdir, unutmayın.

Tüm bağımlılıklardan özgürleşme temennisiyle..


Kaynaklar

Amerikan Psikiyatri Birliği (2014). DSM-5 tanı ölçütleri başvuru el kitabı (Çev. E. Köroğlu). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.

Dinç, M (2021). Online Kumar ve Cinsellik Bağımlılığı. Kaknüs yayınları.

Öztürk, M. & Ögel, K. (ed.). Bağımlılık Tanı, Tedavi, Önleme. İstanbul: Yeşilay Yayınları, 1. Basım, 2019.

Tarhan, N. & Nurmenedov, S. (2013). Bağımlılık: Sanal veya Gerçek Bağımlılıkla Başa Çıkma. Timaş Yayınları, 2.Baskı, İstanbul.